Kaygı, kişinin hayatının belirli dönemlerinde kendini gösteren huzursuzluk durumudur. Kişinin gelecek ile ilgili olan endişe, korku, tedirginlik, kötümser yaklaşım gibi duygular yaşaması sonucu ortaya çıkabilir. Kaygı, bireyin normal yaşamını da etkisi altına alabilecek bir güce sahiptir. Kaygının kökeni kişinin çocuklukta yaşadığı sorunlara kadar inebilir. Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, kardeş sayısı, anne babanın mesleği, başarı beklentisi gibi etmenler kaygı oluşturabilecek güçtedir.
Ailenin kendi içinde yaşadığı bazı ekonomik sorunlar kişinin temel ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden olabilir. Bu durum aile içindeki ilişkileri etkiler ve çocuğun kaygı yaşamasına neden olabilir. Kardeş sayısı, bireyin kendisinden küçük kardeşlerinin daha fazla sevilmesi sonucu bireyde huzursuzluk yaratabilir ve kaygı duygusu geliştirebilir. Anne ve babanın mesleğinin stresli bir meslek olması da çocukta kaygı durumunun oluşmasında rol oynayabilir.
Öğrencinin başarı durumu ele alındığında, ailelerin öğrencilere karşı baskıcı tutumu çocuklarda sınav kaygısını ortaya çıkarabilir. Öğrenme durumunda kaygının yeri önemlidir. Birey kaygı sayesinde öğrenmeye karşı güdülenebilir. Fakat yüksek düzeyde yaşanılan kaygı öğrenmeyi engeller. Bunun en iyi örneği sınav kaygısıdır.
Sınav kaygısı, bireyin sınava hazırlanma sürecinde veya sınav esnasında oluşabilecek hem fizyolojik hem de psikolojik bir durumdur. Sınav kaygısı oluşumunda, akademik geçmişteki başarısızlıklar, çocukluk döneminde yaşanılan aile baskısı, olumsuz öğrenci-öğretmen ilişkileri, baskıcı eğitim anlayışı gibi tutumlar küçük yaşlarda etkili olabilir.
Sınav kaygısı öğrencilerin akademik başarılarına ulaşmasında oluşabilecek en büyük tehditlerden biridir. Yüksek düzeyde oluşan sınav kaygısı öğrencilerin konuları eksik öğrenmelerine, olumsuz düşünceler geliştirmelerine, stres, korku, heyecan yaşamalarına neden olur. Bu düşünceler “her şey aynı olacak”, “yine kazanamayacağım”, “ya yapamazsam”, “benimle dalga geçecekler”, “ailem benden nefret edecek” gibi düşünceler ile zihnini meşgul etmeye başlayacaktır. Bunun devamında dikkat dağınıklığı oluşması ve zamanı yönetebilme becerisinin kullanılamaması söz konusudur. Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler doğru bir yol haritası oluşturamaz ve edindiği bilgileri sınav esnasında geri çağıramazlar. Bu noktada sınav kaygısı ile etkili başa çıkma stratejileri kullanmak iyi bir çözüm olacaktır.
Başa çıkma, bireyin kişisel amaçlar doğrultusunda sahip olduğu dinamik içeriklerle, içsel etkileri düzenlemekte kullandığı bilişsel ve davranışsal seçimlerdir. (Lennon ve Diğ., 1990; ERÖZKAN, A.2004) Süreç esnasında kişide stres uyandıran herhangi bir etmen karşısında bireyin mevcut gerilimi azaltmak amacı ile kullandığı stratejilerdir.
Başa çıkma süreci öğrenilmesi gereken bir süreçtir. Kişi gerilim yaratan durumlarla başa çıkmak için şunları yapabilir:
- Ortaya çıkan problemlerle başa çıkmak için sorumluluk alma.
- Yaşamın güçlükleri ile mücadele etmek için yeteneklerine güvenme.
- Gerçekten doğru bir biçimde durumu değerlendirme, ihtiyaç duyulan yardımı alma, iyi bir plan düşünme, daha sonra da birçok alternatif yaklaşımı dikkate alma.
- Etkili bir biçimde planı uygulama, iyimser olarak gelecekte herhangi bir problemle yüzleşebilmek için kendini yetiştirme (Terry & Hynes, 1998;ERÖZKAN, A. 2004).
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
FURKAN HACISALİHOĞLU
KAYNAKÇA
Erözkan, A . (2004). Üniversite Öğrencilerinin Sınav Kaygısı ve Başaçıkma Davranışları . Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi , (12) , 13-38 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/musbed/issue/23501/250395
Lennon, C. M., Dohrenwend, P. B., Zautra, J.A. & Marbach, J. J.( 1990). Coping and adaptation to facial pain in contrast to other stressful life events. Journal of Personality and Social Psychology, 59, 1040-1050.
Terry, J.D. & Hynes, J.G. (1998). Adjustment to a low-control situation; Reexamining the role of coping responses. Journal of Personality and Social Psychology, 74, 1078-1092